Atlantik köle ticareti, milyonlarca Afrikalı’nın anavatanlarından alınıp Amerika’da acımasız koşullarda çalışmaya zorlandığı bir dönemdi. Orta Geçit olarak bilinen yolculuğun kendisi korkunç, ölümcül ve insanlık dışı bir deneyimdi. Köle gemilerindeki koşullar korkunçtu ve kelimenin tam anlamıyla insanlık dışıydı.
Kaynak:https://www.youtube.com/watch?v=gWjJ4…
Afrika’nın dört bir yanından gelen tutsaklar, Atlantik Okyanusu’nu geçmek üzere liman kentlerindeki bir plazaya getirilir ve Afrikalı köleler bu uzun yolculuk boyunca birbirlerine zincirlenirdi.
Kölelerin geminin yüzeyine çıkmasına nadiren izin verilirdi.
Ayrıca köleler kendi yaşamlarına çeşitli şekillerde son vermeye çalışırlardı.
Mürettebatı dinlemeyen, kaçmaya çalışan veya rastgele itaatsizlik gösteren kölelerin cezası genellikle kırbaçlanmaktı.
İş için daha iyi olduğu düşünüldüğü için alınan kölelerin birden fazlası erkekti, ancak kadın köleler de vardı.
Gemide en az altı ila sekiz hafta geçirdikten sonra köleler, genellikle “adaptasyon” olarak bilinen bir süreçten geçecekleri Amerika’daki varış yerlerine vardılar.
Afrikalıları köleleştiren korkunç koşullar ve zalimce muamele yüzyıllar boyunca fark edilmedi.
1807’de İngiliz Parlamentosu, Köle Ticareti Yasasını yürürlükten kaldırarak Britanya imparatorluğu boyunca köle ticaretini yasakladı.
Atlantik köle ticaretinin mirası ve Orta Kapı’ya katlanmak zorunda kalanların akıl almaz acısı bugün hala yankılanıyor.